ÇEŞİTLİ BOYUTLARIYLA 15 TEMMUZ PANELİ
300x250
Kütahya Valiliği himayesinde, KSBÜ ve Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) tarafından düzenlenen, Çeşitli Boyutlarıyla 15 Temmuz başlıklı panel çevrim içi olarak gerçekleştirildi.
Açılış konuşmalarını Kütahya Valisi Ali Çelik’in yaptığı panelin moderatörlüğünü DPÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Eray Acar yaparken, konuşmacı olarak Prof. Dr. Hüsamettin İnaç, Doç. Dr. Cantürk Caner, Dr. Öğr. Üyesi Hakan Arıdemir ve Dr. Öğr. Üyesi Barış Adıbelli yer aldı.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Vali Ali Çelik, 15 Temmuz 2016 tarihinde Fethullahçı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişiminin kahraman milletimizin cesareti, onurlu direnişi ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği sayesinde bertaraf edildiğini söyleyerek, “Aziz milletimizin ve kahraman güvenlik güçlerimizin, hain darbe girişimi karşısında gösterdiği onurlu duruşun ve demokrasi zaferinin 5. yıl dönümü sebebiyle bu 15 Temmuz’da olduğu gibi şehitlerimiz yad edilecek, gazilerimize minnet ve şükranlarımız sunulacak. Bizler de demokrasimize kast eden bu ve benzeri darbe girişimlerine karşı toplumdaki duyarlılığı ve hassasiyeti, yaşananın unutulmaması için birbirimize başta olmak üzere süreci tam ve net bir şekilde anlatacak ve bu duyarlılığın gelişmesine katkı sunmaya çalışacağız. Bugün bir arada bulunmamızın en temel noktalarından bir tanesi de bu. Çünkü bizim milli birlik ve beraberlik duygumuzu canlı tutmaktan başka bir çözüm noktalarımız yok. Etrafımızda malumunuz olduğu üzere çok ciddi çatışma alanları ve bu çatışma alanları üzerinden milletimiz üzerine hesaplar yapanlar her zaman vardı, bugün de varlar, yarın da var olacaklar. Bunlar ancak bize ait olan toprakları vatan yapan şehit ve gazilerimizin ruhlarını anarak, onlara olan saygı ve minnetlerimizi ayakta tutabiliriz. Demokrasimizin önemini ve vurgusunu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bütün bireylere anlatarak bu süreci sağlıklı bir şekilde yürütebiliriz. Katılımcılara katkılarından dolayı şükranlarımı arz etmek istiyorum. Bu süreçte Türkiye’nin geçilmez olduğu vurgusunun her alanda buradaki katılımcılar başta olmak üzere vurgulanması gerektiğine dair inancımı ifade etmek istiyorum.” dedi.
“15 TEMMUZ SADECE YIL DÖNÜMLERİNDE KONUŞULMAMALI”
Panelde konuşan KSBÜ Rektörü Prof. Dr. Vural Kavuncu sözlerine 15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle anarak, gazilerimize de saygılarını sunarak başladı. Rektör Kavuncu, konuşmacıları çok dikkatle dinlediğini dile getirerek, “Çok faydalandığımı söylemek istiyorum. İlk duygumu ifade edeyim: Sosyal ve siyaset bilimci hocalarımızla biz 15 Temmuz’u sadece yıl dönümlerinde değil, yani aramızda zaman zaman toplanarak müzakere etmemiz gerekiyor. Ben, kafamdaki birtakım konuları tartışmak ve birtakım yeni bilgilere ulaşmak adına da bu konuyu çok önemsediğimi belirtmek istiyorum. Hüsamettin Hoca, bu örgütün oluşmasından sonra kullanılır hale gelmesi değil, kuruluşundan itibaren aslında bir proje olduğuna dikkat çekti. Çünkü o süreci çok dikkatli incelemek gerekir. 1960’lı yıllardan bahsediyoruz. Yaklaşık 60 senelik bir süreçten bahsediyoruz. Bu sürecin okunması bundan sonra yaşanabilecek benzer durumlarla ilgili önlem almamızı çok kolaylaştıracaktır. İkinci dikkat çeken konu, bu darbe girişiminin aslında sadece Türkiye’nin önünü kesmek, Türkiye’deki ilerleyiş ve onunla ilgili çıkar çatışmalarının önüne geçmek anlamında değil, Türkiye vasıtası ile aslında egemen güçlerin hakim olmak istedikleri emperyalist ve sömürgeci uygulamalarını hakim kılmak istedikleri ve İslam coğrafyasına yapılmak istenen bir müdahale olduğu yine önemle vurgulanması gereken diğer bir konu oldu açıkçası. Yine Cantürk Hocamın, özellikle kamu düzeni açısından vurguladığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş kodları var. Bu hareket bu kodlarla oynayarak sinsi ve ciddi bir şekilde hasar verdiği anlaşılıyor.” açıklamalarında bulundu.
“ÜNİVERSİTELER OLARAK ÜSTÜMÜZE AYRI BİR SORUMLULUĞUN DÜŞTÜĞÜNÜN DE FARKINDA OLMAMIZ GEREKİYOR”
Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kodlarının korunarak, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye’nin çıkarları, yeni konjonktürleri göz önüne alarak yeni jeopolitik hedefler oluşturulması gerektiğinin çok açık olduğunu vurgulayan Rektör Kavuncu, “Devletimiz zaten hızlı bir şekilde onarım sürecine girdi. Nedir bu yeni dönemin onarıcı kodları? Yine söz aralarından çıkardığım; yerlileşme ve millileşme. Kendi milli değerlerimizi, kendi kimliğimizi oturtarak ve bilerek bunların üzerinde yerli ve milli yeni bir sistem oluşturmamız gerekiyor. Sistem derken de sadece siyasetten bahsetmiyorum. Bunun için de bu hedefler, yeni teknolojik gelişmelere göre, yani bu emperyalist ve sömürgeci duygular aslında sadece siyaset ve ekonomi alanında değil bilim ve teknoloji alanında da hakim oluyor. Biz işte yerli bilim derken; kendi bilimimizi üreterek, kendi teknolojimizi üreterek bunun bir egemenlik konusu olduğunu da son dönemlerde işte savunma sanayimizdeki gelişmeler hatta sağlık, ilaç sanayi en basitinden günümüzdeki aşı konusundaki gelişmelerin ülkemizin geleceği ile ne kadar yakından ilgili olduğunu ve bilimin ne kadar önemli olduğunu biz burada görüyoruz. Bu anlamda da üniversiteler olarak; üstümüze ayrı bir sorumluluğun düştüğünün de farkında olmamız gerekiyor. Yine bu yeni kodlar itibariyle 2023-2053-2071 hedefleri denilen hedefler rastgele oluşturulmuş değildir. Temeli yerli ve millilik üzerine oluşturulan ve ülkemizin gelecek nesillerine en güçlü şekilde aktarılması anlamındaki ve temel koruyucu düzene sahip çıkmamız anlamındaki temel hedeflerdir. Bunları iyi okuyup iyi anlamımız gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“BU BİR AKIL SATILMASIYDI”
Söz konusu hedefleri, duyguları, genç nesillere mutlak surette en iyi şekilde aktarmamız, iyi okumamız gerektiğinin altını çizen Kavuncu sözlerine şöyle devam etti: “Son olarak şunu söyleyeyim; bu bir akıl satılmasıydı. Bu çok destekli bir organize hareketti. Sayın Valimiz de belirtti. Bu son da olmayacak. Buna karşı çok uyanık olmamız gerekiyor. Benzeri türevlerini de dikkate alarak hiçbir şekilde bu ve benzeri hareketlere geçit vermeyecek hiçbir şekilde onlara açık kapı bırakmayacak şekilde de birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Çok uyanık olmamız gerekiyor.”
“BİZ ARTIK BU OYUNA GELMEYECEĞİZ”
Panelde konuşan DPÜ Rektörü Prof. Kazım Uysal yurtdışında Fetö ile mücadelenin bitmemiş olduğuna ve devam edeceğe benzediğine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Ülke içinde çok iyi bir noktaya geldiğimizi söyleyebilirim. Ama yurtdışında maalesef aynı şeyi söylemek çok zor. Ben Fetö belasını milletimizin tarih boyunca başına sarılmış en büyük bela ve musibet olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu milletin dini değerlerini istismar eden böylesine bir terör örgütü ile herhalde ilk defa karşılaştım. Çok darbeler gördük ama böylesini görmemiştik. Bu sadece Fetö’nün yapabileceği iş de değil. Aslında bu milleti bu coğrafyada boğmaya çalışan biliyorsunuz yüzyıllarca emelleri devam eden emperyalistler var. El ele verdiler, milletimize çok dehşetli, çok korkunç bir tuzak kurdular. Savaş meydanında mücadele bizim milletimizle zordur. Günümüzün silahı bize saldıkları silah şeytani bir silahtır. Kendi içimizden kullanışlı maşaları bulmak ve onları kullanmak ve bizi birbirimize düşürmek. Bu yaklaşık 200 yıldır devam ediyor. Biz artık bu oyuna gelmeyeceğiz. Çünkü bünye direnç kazandı.”
728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Kütahya Nöbetçi Eczaneler

Anket

150x150
150x150

E-Bülten Aboneliği